Onların ilişkisi hakkında bir şey bilmiyorum.
- I don't know anything about their relationship.
Para her zaman insan ilişkilerinde çok önemli sayılmaz.
- Money doesn't always count for much in human relationships.
Tom'la ilişkim seni ilgilendirmez.
- My relationship with Tom is none of your business.
Ciddi bir ilişki ile ilgilenmiyorum.
- I'm not interested in a serious relationship.
Dan en genç halası Linda'yla sapkın bir cinsel ilişkiye başladı.
- Dan began an erratic sexual relationship with his youngest aunt, Linda.
İnsanlar sık sık, diğer şahsı değiştirebileceklerini düşünerek bir ilişkiye girerler.
- People often enter into a relationship thinking that they can change the other person.