الإنجليزية - التركية
تعريف related to comedy في الإنجليزية التركية القاموس.
- comic
- komik
Oyundaki komik sahneler abartılıydı.
-The comic scenes in the play were overdone.
Herkes komik roller oynamanın diğerlerinden daha zor olduğunu iddia ediyor fakat bu hiç doğru değil. Herhangi bir alanda, iyi bir iş yapmak her zaman zordur.
-Everyone claims that it's harder to play comic roles than others, but that's not true at all. Doing a good job is always difficult, in any area.
- comic
- güldürü
- comic
- paskal
- comic
- komedi
Bu komedi filmini onun kız kardeşinden ödünç aldım.
-I borrowed this comic from his sister.
- comic
- gülünç
- comic
- resimli mizah dergisi
- comic
- komediyle ilgili
- comic
- {i} karikatür öykü
- comic
- gülmece, karikatür sitesinden çok sayıda sanatsal karikatürü ücretsiz indirebilir, kullanabilirsiniz
- comic
- {i} komedyen
- comic
- {i} komedi filmi
Bu komedi filmini onun kız kardeşinden ödünç aldım.
-I borrowed this comic from his sister.
- comic
- {i} mizah dergisi
- comic
- comic book miki tipinde resimli çocuk kitabı
- comic
- {i} komedi oyuncusu
- comic
- {s} güldürücü, gülünç, komik
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف related to comedy في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- comic
related to comedy
الواصلة
re·la·ted to co·me·dyالتركية النطق
rileytıd tı kämıdiالنطق
/rēˈlātəd tə ˈkämədē/ /riːˈleɪtəd tə ˈkɑːmədiː/
Resimler
السابق
المفضلات