Yaşlandın ve inatçı oldun.
- You've become old and stubborn.
İnatçı yanım babamdan gelmedir.
- I've got my stubbornness from my father.
O bir katır kadar inatçıdır.
- He is stubborn as a mule.
O bir katır kadar inatçı.
- He's as stubborn as a mule.
Blood can make a very stubborn stain on fabrics if not washed properly.