Bu mendil kağıttan yapılmıştır.
- This handkerchief is made of paper.
Bu bilet kâğıttan yapılmış.
- This ticket is made out of paper.
Yazı yazmak için bana biraz kağıt verin.
- Give me some paper to write on.
Taro, dönem ödevi yazıyor.
- Taro is writing a term paper.
Bana bugünün gazetelerini göster.
- Show me today's papers.
Lütfen bana bugünün gazetesini getir.
- Bring me today's paper, please.
Ben atalarımın kim olduğunu bilmiyorum. Bizim evraklar Nuh Tufanı sırasında kayboldu.
- I don't know who my ancestors are. Our papers got lost during the Flood.
Tüm evraklar bantlandı ve kasada muhafaza edildi.
- All the papers were taped up and kept in the safe.
The teacher asked me to read my paper in front of the class.
- Der Lehrer bat mich, mein Referat vor der Klasse vorzulesen.
She sometimes has her sister write her term papers.
- Manchmal lässt sie ihre kleine Schwester ihre Referate schreiben.