Geri dönüşüm kirlenmeyi ve atığı azaltır.
- Recycling reduces pollution and waste.
Geri tepme, silahın hassasiyetini azaltır.
- The recoil reduces the weapon's accuracy.
O mallarının fiyatını düşürmek zorunda kaldı.
- He had to reduce the price of his wares.
Muhalefet partisi gelir vergisini düşürmek için bir yasa tasarısı sundu.
- The opposition party put forward a bill to reduce income tax.
Bu şirket çevresel kaplama alanını azaltmak için yeni teknolojiler kullanıyor.
- This company is using new technologies to reduce its environmental footprint.
O ithalatta vergi azaltmak istedi.
- He wanted to reduce the tax on imports.
Doktor Tom'a kırmızı et tüketimini azaltmasını söyledi.
- The doctor told Tom to reduce his red meat consumption.
Enerji talebini azaltmalıyız.
- We must reduce energy demand.
Lütfen müziğin sesini azaltır mısın?
- Can you please reduce the volume of the music?
Doktor Tom'a kırmızı et tüketimini azaltmasını söyledi.
- The doctor told Tom to reduce his red meat consumption.