Fiyatlar yüzde 20 ila 40 oranında azalmıştır.
- Prices have been reduced by 20 to 40 percent.
O kitabı indirimli bir fiyata satmıyoruz.
- We're not selling that book at a reduced price.
Bunu indirimli bir fiyatla aldım.
- I bought it at a reduced price.
O mallarının fiyatını düşürmek zorunda kaldı.
- He had to reduce the price of his wares.
Başkan Arthur gümrük vergilerini düşürmek istedi.
- President Arthur wanted to reduce the tariffs.
Bu şirket çevresel kaplama alanını azaltmak için yeni teknolojiler kullanıyor.
- This company is using new technologies to reduce its environmental footprint.
Bu ay harcamalarımı azaltmak zorundayım.
- I have to reduce my expenses this month.
O ithalatta vergi azaltmak istedi.
- He wanted to reduce the tax on imports.
Bu ay masraflarımı azaltmak zorundayım.
- I have to reduce my expenses this month.
Biz durgunluk döneminde harcamayı azalttık.
- We reduced our spending during the recession.
O ithalatta vergi azaltmak istedi.
- He wanted to reduce the tax on imports.
Real bargains: these precious books are reduced at half price!.
chicken served with a reduced red wine sauce.
living in reduced circumstances.
... has reduced our total carbon pollution more than ...
... reduced utility ...