Tom bunu hesaba katmamıştı.
- Tom hadn't counted on this.
Sadece gücümüzü hesaba katmalıydık.
- We had to count on our strength only.
Son yıllarda, bazı Müslüman ülkeler zenginleşmiş ve dünyanın dikkatini çekmişlerdir.
- In recent years, some Muslim countries have prospered and attracted the attention of the world.
Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
- At last, they began to count down cautiously.
Verdiğin her şeyi saymak kötü.
- It is bad to count all the things that you gave.
Bütün oy pusulalarını saymak zorundayız.
- We have to count all of the ballots.
Tom kontuarda durdu, resepsiyonistle konuşuyordu.
- Tom stood at the counter, talking to the receptionist.
Tarifeleri blok olarak kontrol etmenin ülke ülke kontrol etmekten daha uygun olduğunu vurgulamak istiyorum.
- I would like to stress that it is more convenient to control tariffs as a bloc rather than country by country.
Ülkenin toplam nüfusu 300 milyondur.
- The total population of the country is 300 million.
O, az bilinen ülkeler hakkındaki gerçekleri toplamak için dünyayı dolaşıyor.
- He travels about the world gathering facts about little known countries.
Her iki sayımda da yanılıyorduk.
- We were wrong on both counts.
Yılbaşı için geri sayım başladı.
- The countdown for the New Year has begun.
You can't count on his help.
- Du kannst nicht mit seiner Hilfe rechnen.
Never count on victory until you've crossed the finish line.
- Man darf nie mit dem Sieg rechnen, solange man nicht die Ziellinie überquert hat.