O, tepenin üst kısmında yaşıyor.
- He lives at the top of the hill.
Şirketin tepesine gelmek için, onun sıkı çalıştığını herkes biliyor.
- Everyone knows that he worked hard to get to the top of the company.
Biraz pahalı olsalar bile, ben daime en iyi ürünleri satın alırım.
- I always buy a top quality product even if it is slightly more expensive.
Tom en iyi bir özel okula gidiyor.
- Tom goes to a top private school.