rasieren

listen to the pronunciation of rasieren
ألمانية - التركية
{ra'zirın} tıraş etmek; de. tıraş olmak
tıraş etmek
traş
tıraşlama
marangoz rendesi
traş ol
tıraş
sich rasieren
tıraş olmak
الإنجليزية - التركية

تعريف rasieren في الإنجليزية التركية القاموس.

shave
{f} tıraş olmak

Her gün tıraş olmak zorundayım. - I have to shave every day.

Sen de tıraş olmak ister misin? - Do you also want a shave?

shave
traş etmek
shave
(Havacılık) rendelemk
shave
sakal tıraşı olmak
shave
rendelemek

Kapı uymuyorsa, düzgün şekilde kapanana kadar ahşabı biraz rendelemek zorunda kalabilirsin. - If the door doesn't fit, you might have to shave off a bit of the wood until it closes properly.

shave
tıraş etmek
shave
kesmek
shave
{i} sıyırarak geçme
shave
ince dilim
shave
{i} rende

Kapı uymuyorsa, düzgün şekilde kapanana kadar ahşabı biraz rendelemek zorunda kalabilirsin. - If the door doesn't fit, you might have to shave off a bit of the wood until it closes properly.

Ya dondurma ya da rendelenmiş buz yemek istiyorum. - I want to eat either ice cream or shaved ice.

shave
(fiil) tıraş etmek, tıraş olmak, kesmek, kırpmak, rendelemek, sıyırmak, sıyırıp geçmek, soymak, yüzmek
shave
shave tıraş et
shave
{f} sıyırmak
shave
{i} yalan
shave
{f} soymak
shave
{f} kırpmak
shave
{f} sıyırıp geçmek
shave
{i} aldatma
shave
{f} 1. (off) (sakalı/kılları) tıraş etmek: He won't shave off his beard. Sakalını tıraş etmez. She shaved her legs and under her
ألمانية - الإنجليزية
shaved, shaven}
to shave {shaved
shave

Tom's face feels rough because he needs to shave. - Toms Gesicht fühlt sich rau an, weil er sich rasieren muss.

He knows how to shave his beard. - Er weiß, wie er sich den Bart zu rasieren hat.

Haareschneiden und Rasieren für Männer, Frisieren für Frauen.
Haircutting and shaving for men, hair styling for ladies
sich rasieren
shaved, shaven} oneself
sich rasieren
to shave {shaved