O saldırgan bir soru.
- That's an offensive question.
Kadınlara karşı tavrın saldırgan.
- Your attitude towards women is offensive.
Biz düşman saldırısı nedeniyle geri çekildik.
- We recoiled from the enemy's offensive.
General düşman kampına karşı bir saldırı başlatmaya karar verdi.
- The general decided to launch an offensive against the enemy camp.
Biz iyi bir hücum takımı değildik.
- We weren't a good offensive team.
Onun şakaları iğrenç.
- His jokes are offensive.
Tom'un esprileri iğrenç.
- Tom's jokes are offensive.
Zenci kötü bir kelimedir.
- Nigger is an offensive word.
The house was deserted, with a rancid half-eaten meal still on the dinner table.
His remarks were rancid; everyone got up and left.