In order to relax, I need to listen to soothing music.
- Rahatlamak için yatıştırıcı müzik dinlemem gerekiyor.
Knowing how much school for my kids is costing, it's impossible to relax with a beer and take it easy.
- Çocuklarımın okul maliyetini bildiğim için, bir bira ile rahatlamak ya da boş vermek imkansız.
That would be a relief.
- Bu bir rahatlama olur.
Tom let out a big sigh of relief.
- Tom büyük bir rahatlama nefesi verdi.
I just want a little more relaxation.
- Ben sadece biraz daha rahatlama istiyorum.
Sami showed Layla some relaxation exercises.
- Sami, Leyla'ya bazı rahatlama egzersizleri gösterdi.