Tartışmalarından sonra, o fit oldu.
- After their quarrel, she called it quits.
Aylarca süren kavgadan sonra Tom ve Mary fit olmaya karar verdi.
- After months of fighting, Tom and Mary decided to call it quits.
Tom'un işini bırakmaktan başka hiçbir seçeneği yoktu.
- Tom had no choice but to quit his job.
Sigarayı bırakmak zordur.
- It's hard to quit smoking.
Neden çıkmak istiyorsun?
- Why do you want to quit?
Tom neden işten çıkmak istediğini söyledi mi?
- Did Tom say why he wanted to quit?
Şikayet etmeyi kes. Gitmek zorundasın.
- Quit complaining. You have to go.
Tom gitmek için pek hazır değil.
- Tom isn't quite ready to go.
Ivır zıvır yiyecek yemekten vazgeçmek için irade gücüne sahip olmadığım için kendimden nefret ediyorum.
- I hate myself for not having the will power to quit eating junk food.
Tom'un vazgeçmekten başka seçeneği yok.
- Tom has no choice but to quit.
İşinizden ayrılma nedeninizi hâlâ bana söylemediniz.
- You still haven't told me why you quit your job.
İşinden ayrılmaya karar verdiğinden dolayı mutlu görünüyorsun.
- Now that you've decided to quit your job, you look happy.
O şirketten istifa etmek için kararını verdi.
- She's made up her mind to quit the company.
Terketmeyeceğim, ne söylersen söyle.
- I won't quit, no matter what you say.
O, karısı onu terk ettikten sonra oldukça kindar oldu.
- He became quite vindictive after his wife left him.
Onu yapmayı terk etmeye karar verdim.
- I've decided to quit doing that.
Onu yapmayı terk etmeye karar verdim.
- I've decided to quit doing that.
Sigarayı bırakmalısın.
- You must quit smoking cigarettes.
Seninle Fransızca kullanmayı bıraktım.
- I've quit using French with you.
Tom bana şirketten ayrılmak istediğini söyledi.
- Tom told me he wanted to quit the company.
Ayrılmak istemiyorum.
- I don't want to quit.
Terketmeyeceğim, ne söylersen söyle.
- I won't quit, no matter what you say.
Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir.
- Sometimes, many problems and a lot of stress can lead you to quit your job. You must learn how to handle it quickly.
Tom işaretin ne anlama geldiğini tam olarak çıkaramadı.
- Tom couldn't quite make out what the sign said.
Sigarayı bırakmaya karar verdi.
- He decided to quit smoking.
Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir.
- Sometimes, many problems and a lot of stress can lead you to quit your job. You must learn how to handle it quickly.
Sen vergilerini ödemek için mi buradasın? Tam olarak değil. Gwonam! Ben seni tatilde sanıyordum!
- You're here to pay your taxes? Not quite. Gwonam! I thought you were on vacation!
Here's the last of the money you lent me. We're quits now, right?.
If you've been working so long that you're making matters worse, it might be time to call it quits and stop for the night.
twyes smote I hym doune, & thenne he promysed to quyte me on my best frynde, and so he wounded my sone .
Vnthankfull wretch (said he) is this the meed, / With which her soueraigne mercy thou doest quight?.
John is planning to quit smoking.