Perspektifini kaybediyorsun.
- You're losing perspective.
Tom'un farklı bir perspektifi var.
- Tom has a different perspective.
Bakış açısını kaybettin.
- You've lost perspective.
Onun siyasi bakış açısını onaylıyorum.
- I share his political perspective.
Güneş sarıdır. Bu sizin bakış açınıza bağlı. Ben sarılığın güneşli olduğu fikrindeyim.
- The sun is yellow. That depends on your perspective. I am of the opinion that yellowness is sunny.
Yeni bir bakış açısı elde etmelisin.
- You need to get a new perspective.