O, çevreyi koruma hakkında taktire şayan bir konuşma yaptı.
- He made an admirable speech about protecting the environment.
Neden onu koruyorsun?
- Why are you protecting him?
Tom'u korumamız gerekiyor.
- We're supposed to be protecting Tom.
O, çevreyi koruma hakkında taktire şayan bir konuşma yaptı.
- He made an admirable speech about protecting the environment.
İnsan ailesini korumak zorundadır.
- One has to protect his family.
Tom yerel doğal yaşamı korumak için gücü dahilinde her şeyi yapmaya söz verdi.
- Tom vowed to do everything within his power to protect the local wildlife.
Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.
- Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection.
İnsan ailesini korumak zorundadır.
- One has to protect his family.
Mary ve John onu öldürmekle tehdit ettikten sonra, Tom polis koruması istedi.
- Tom asked for police protection after Mary and John threatened to kill him.
O, çevreyi koruma hakkında taktire şayan bir konuşma yaptı.
- He made an admirable speech about protecting the environment.
... protecting us from dangerous radiation. ...
... make sure we're protecting your freedom of speech and ...