تعريف pron. their selves, their persons في الإنجليزية التركية القاموس.
- themselves
- kendilerine
Odada kendilerine barikat yaptılar.
- They barricaded themselves in the room.
Birçok çocuk kendilerine bakmak zorunda kaldı.
- Many children had to look after themselves.
- themselves
- kendileri
Kendilerini geleneksel bir sistem içinde asla birlikte bulmamış olan diller Tatoeba'da bağlanabilirler.
- Languages that would have never found themselves together in a traditional system, can be connected in Tatoeba.
Maria ve Natalia alışverişe giderler. Kendileri için bir şeyler alırlar.
- Maria and Natalia go shopping. They buy something for themselves.
- themselves
- kendilerini
Kendilerini geleneksel bir sistem içinde asla birlikte bulmamış olan diller Tatoeba'da bağlanabilirler.
- Languages that would have never found themselves together in a traditional system, can be connected in Tatoeba.
1847 yılında, onlar kendilerini bağımsız ilan ettiler.
- In 1847, they declared themselves independent.
- themselves
- özlerine
- themselves
- özlerini
- themselves
- özleri
