Tom JavaScriptte programlar yazmayı öğreniyor.
- Tom is learning to write programs in JavaScript.
Visual Basic ile programlar yazabiliyorum.
- I can write programs in Visual Basic.
Bana göre, bilgisayar programlamak ilginç bir çabadır.
- To me, computer programming is an interesting endeavor.
Onu programlamak birkaç saatimi aldı.
- It took me several hours to program it.
Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.
- Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
Dün bilgisayarıma yeni bir yazılım yükledim.
- I installed a new software program yesterday on my computer.
İngilizce programlar dinlerdim.
- I used to listen to English programs.
Tom JavaScriptte programlar yazmayı öğreniyor.
- Tom is learning to write programs in JavaScript.
Bir teknik sorun nedeniyle, ilan edilen programın yerine bir film gösterildi.
- Because of some technical problem, a movie was shown in place of the announced program.
Teleton tıbbi araştırmaları finanse etmek amacıyla para toplamak için her yıl düzenlenen bir Fransız televizyon programıdır.
- The telethon is a French TV program organized every year to collect funds in order to finance medical research.
Hem Adobe'nin hem de Apple'ın üst seviye düzenleme programları var.
- Adobe and Apple both have top-notch video editing programs.
What is your favorite TV program?
- What's your favorite TV program?
What's your favorite TV program?
- What is your favorite TV program?
She is a computer programmer.
- O bir bilgisayar programcısıdır.
I thought you might be interested in trying some of these games I programmed.
- Programladığım bu oyunlardan bazılarını denemekle ilgilenebileceğini düşündüm.
We cannot make a change in our schedule.
- Programımızda bir değişiklik yapamayız.
In America, my schedule is different and unique nearly every day.
- Amerika'da, benim programım hemen hemen her gün farklı ve benzersizdir.
Is there a timetable?
- Bir ders programı var mı?
According to the trip's itinerary, we will go to the British Museum on Monday.
- Gezi programına göre, Pazartesi günü İngiliz Müzesine gideceğiz.
I'm sure you already know the routine.
- Programı önceden bildiğine eminim.
This program is broadcast biweekly.
- Bu program, iki haftada bir yayınlanır.
That program is broadcast every other week.
- O program iki haftada bir yayınlanır.
... what kind of training programs they have to have and what kind of Medicaid they have to ...
... data science programs, or looking at ways to educate ...