تعريف programming في الإنجليزية التركية القاموس.
- bağdarlamalama
- bağdarlama yapma
- {f} programla
En sevdiğiniz programlama dili hangisidir?
- What's your favorite programming language?
Android programlamaya başladım.
- I've started Android programming.
- {i} program yapımı
- (Askeri) PROGRAMLAMA: Özellikle insan gücü, malzeme ve tesislerin nitelik ve miktar itibarıyla durumlarını gösterecek şekilde bir programın hazırlanması usulü
- {i} programlama
Tom bilgisayar programlamada oldukça iyidir.
- Tom is pretty good at computer programming.
En sevdiğiniz programlama dili hangisidir?
- What's your favorite programming language?
- (Bilgisayar) program yapma
- program
- {f} programlamak
Bana göre, bilgisayar programlamak ilginç bir çabadır.
- To me, computer programming is an interesting endeavor.
Onu programlamak birkaç saatimi aldı.
- It took me several hours to program it.
- program
- program
- programme
- program
Programladığım bu oyunlardan bazılarını denemekle ilgilenebileceğini düşündüm.
- I thought you might be interested in trying some of these games I programmed.
O bir bilgisayar programcısıdır.
- She is a computer programmer.
- programming language
- bağdarlamalama dili
- programming system
- bağdarlamalama jüyesi
- programming environment
- programlama ortamı
- programming flexibility
- programlama esnekliği
- programming support
- programlama desteği
- Programming Language İ
- PL/İ, program dili İ
- programming language
- (Askeri) PROGRAMLAMA DİLİ: Kompüter rutinlerini yazmak için programcılar tarafından kullanılan dil
- programming plan
- (Askeri) Programlama Planı
- program
- yazılım
Ben yazılım uzmanıyım.
- I'm an expert at programming.
Dün bilgisayarıma yeni bir yazılım yükledim.
- I installed a new software program yesterday on my computer.
- programme
- program,v.programla: n.program
- defensive programming
- (Bilgisayar) savunucu programlama
- efficient programming
- (Bilgisayar) etkili programlama
- goal programming
- hedef programlama
- integer programming
- tam sayı programlama
- integer programming
- (Bilgisayar) tamsayı programlama
- internet programming
- ınternet programlama
- logic programming
- mantıksal programlama
- multiple programming
- (Bilgisayar) çoklu programlama
- neuro linguistic programming
- nöro linguistik programlama
- program
- programa bağlamak
- program
- (Bilgisayar) program yapmak
- program
- (Bilgisayar,Teknik) izlence
- programme
- programlama
- programme
- düzen
- programme
- izlence
- serial programming
- dizisel programlama
- stochastic programming
- stokastik programlama
- visual programming
- görsel programlama
- ada programming language
- ada programlama dili
- bottom up programming
- aşağıdan yukarıya programlama
- business programming
- yönetimsel programlama
- common programming interface
- ortak programlama arabirimi
- computer programming
- bilgisayar programlama
- defensive programming
- savunmalı programlama
- dynamic programming
- dinamik programlama
- functional programming
- fonksiyonel programlama
- high level programming language
- yüksek düzeyli programlama dili
- interpretive programming
- yorumlamalı programlama
- linear programming
- lineer programlama
- logic programming
- mantık proglama
- macro programming
- makro programlama
- minimum access programming
- en az erişim süreli programlama
- modular programming
- modüler programlama
- multi programming
- çoklu programlama
- nonlinear programming
- doğrusal olmayan programlama
- object oriented programming
- nesneye yönelik programlama
- optimum programming
- optimum programlama
- program
- (bkz.) programme
- program
- (bilgisayar) bağdarlamalamak
- program
- bilgisayar bağdarlaması
- program
- {f} programla
Televizyonda haber programlarını severim.
- I like news programs on TV.
Tom JavaScriptte programlar yazmayı öğreniyor.
- Tom is learning to write programs in JavaScript.
- programme
- josparlamak
- programme
- düzenlemek
- programme
- bağdarlamalamak
- programme
- bağdarlama
- system programming
- sistem programcılığı
- systems programming
- jüye bağdarlamalama
- application programming interface
- uygulama programlama arabirimi
- automatic programming
- otomatik programlama
- computer programming
- bilgisayar programcılığı
- fictional programming
- kurgusal programlama
- forced programming
- en az erişim süreli programlama
- intelligent programming
- akıllı programlama
- minimum latency programming
- en az geciktirmeli programlama
- object programming
- nesne programlama
- program
- çalışma yönergesi
- programme
- (Oyunculuk) Radyo ya da televizyon gösterisi
Some of them were carrying drinks and snack while others were reading programme in order to find out more about the play.
- recursive programming
- (Bilgisayar) Bilgisayar programlamada bir teknik: fonksiyonun kendi kendini çağırma yoluyla çalışması
- relative programming
- göreli programlama
- structural programming
- yapısal programlama
- systems programming
- sistem programlama
- task programming
- görev programlama
- topdown programming
- yukarıdan aşağıya programlama
- Planning, Programming, and Budgeting System
- (Askeri) Planlama, Programlama Ve Bütçe Hazırlama Sistemi
- application programming interface,
- API
- application programming interface,
- (API) Uygulama Programlama Arayüzü
- circular programming
- (Bilgisayar) dairesel programlama
- computer programming
- bilgisayar programlaması
- convex programming
- dışbükey izlenceleme
- display system programming language
- (Askeri) görüntüleme sistemi programlama dili
- evolutionary programming
- (Bilgisayar) evrimsel programlama
- genetic programming theories
- (Pisikoloji, Ruhbilim) genetik programlama teorileri
- geometric programming
- geometrik izlenceleme
- heuristic programming
- sezgisel programlama
- heuristic programming
- buluşsal izlenceleme
- heuristic programming
- heuristic programlama
- hyperbolic programming
- hiperbolik izlenceleme
- integer programming
- tamsayi programlama
- microprocessor programming
- mikroişlemci programlama
- program
- (Askeri) PROGRAMLAMAK: Bir problemin halli için gerekli usulleri planlamak. Bu planlama, diğer işler meyanında, problemin tahlili, bir gidiş diyagramı hazırlanması, teferruatın hazırlanıp teste tabi tutulması ve alt rutinlerin bulunması, biriktirme yerlerinin tahsisi, giriş ve çıkış bilgilerinin belirtilmesi ve bir kompüter işlemesinin (computer run) tam bir bilgi işlem sistemine dahil edilmesi gibi hususları gerektirebilir
- program
- {i} gösteri
Bir teknik sorun nedeniyle, ilan edilen programın yerine bir film gösterildi.
- Because of some technical problem, a movie was shown in place of the announced program.
- program
- i., bilg. program. f. bilg. programlamak
- program
- {i} plan
- program
- programme i
- program
- {i} yapım
- program
- (Tekstil) (me) program
- program
- düzen
Teleton tıbbi araştırmaları finanse etmek amacıyla para toplamak için her yıl düzenlenen bir Fransız televizyon programıdır.
- The telethon is a French TV program organized every year to collect funds in order to finance medical research.
Hem Adobe'nin hem de Apple'ın üst seviye düzenleme programları var.
- Adobe and Apple both have top-notch video editing programs.
- program
- düzenle- program music olaylar sırasına veya bir sahne serisine göre düzenlenmiş müzik
- program
- {f} planlamak
- programme
- i., f., İng., bak. program 1
- programme
- {i} yazılım
- programme
- {f} programlamak
- programme
- {i} plan
- programme
- {i} yapım
- programme
- {f} planlamak
- programme
- programla
Birçok ülkede tüm televizyon programlarının altyazılarının olması normaldir.
- In many countries it is normal for all television programmes to have subtitles.
Programladığım bu oyunlardan bazılarını denemekle ilgilenebileceğini düşündüm.
- I thought you might be interested in trying some of these games I programmed.
- programme
- {i} gösteri
- recursive programming
- rekürsif programlama
- serial programming
- dizisel (seri) programlama
- symbolic programming
- simgesel programlama
- systems programming
- (Bilgisayar) sistem programlama