O, meslek olarak bir doktordur.
- He is a doctor by profession.
O, meslek olarak bir avukattır.
- He is a lawyer by profession.
Bence bu enteresan bir uzmanlık alanı.
- I think that's an interesting profession.
Bir profesyonele göre, bugünkü oyunda kendisiyle ilgili garip bir açıklama yaptı.
- For a professional, he gave a poor account of himself in today's game.
Profesörler, her şeyi detaylı bir şekilde açıklamalılar, kısa ve öz olmamalılar ve her zaman öğrencilere eve gitmelerini ve kitaplarını okumalarını söylemeliler.
- Professors should explain everything in detail, not be succinct and always tell students to go home and read their books.
Profesyonellerle uğraşmayı seviyorum.
- I love dealing with professionals.
Çoğunluğu değilsede, çok sayıda profesyonel çevirmen sadece kendi ana dillerine çeviri yapmaktadırlar.
- Many, if not most, professional translators only translate into their native language.
Şarkıcılığı hep meslek olarak yapmak istemişimdir.
- I always wanted to be a professional singer.
İngilizce öğretmek onun mesleğidir.
- Teaching English is his profession.
Bir profesyonele göre, bugünkü oyunda kendisiyle ilgili garip bir açıklama yaptı.
- For a professional, he gave a poor account of himself in today's game.
Tom profesyonel bir iş çıkardı.
- Tom did a professional job.
Polis soygunun profesyonellerin işi olduğunu ortaya çıkardı.
- Police revealed that the heist was the work of professionals.
My father was a barrister by profession.
Despite his continued professions of innocence, the court eventually sentenced him to five years.
His conduct is against the established practices of the legal profession.
Rosario was a young novice belonging to the monastery, who in three months intended to make his profession.