Şikâyet ederek daha az üretken bir şey yaparak daha fazla zaman harcamalısın.
- You should spend less time complaining and more time doing something productive.
Esnek çalışma saatleri, çalışanları üretkenleştirir.
- Flexible work hours make employees more productive.
Yabancı ürünler yerine yerli ürünler almayı için tercih ederim.
- I prefer to buy domestic rather than foreign products.
GDO'lu ürünler insan hayatı için tehlikelidir.
- Products with GMO are dangerous to human life.
Almanya'da geçirdiğin yıl senin için çok verimliydi.
- The year you spent in Germany was very productive for you.
İsim takarak insanları küçümsemeye çalışmak hiç verimli değildir.
- Name-calling is never productive.
Yapımın seyirciler için görsel bir çekiciliği var.
- The production has visual appeal for the audience.
Yeni üretim süreci, yüksek verim elde eder.
- The new production process achieves a high yield.
Bu Alman çevirmenler çok verimsizler, Tatoeba üretimi Asya'ya kaydırmalı.
- These German translators are so unproductive, Tatoeba should delocalise production to Asia!
Uranyum, nükleer gücün üretiminde kullanılmaktadır.
- Uranium is used in the production of nuclear power.
Yeni üretim süreci, yüksek verim elde eder.
- The new production process achieves a high yield.
Üretken düşünce ve yaratıcılık; hayal gücü olmadan düşünülemez.
- Productive thinking and creativity are unthinkable without imagination.
That store offers a variety of products.
The product of 2, 3, and 4 is 12.
This is a product of lime and nitric acid.
This product of last month's quality standards committee is quite good, even though the process was flawed.
They improve their product every year; they export most of their agricultural production.
Skill is the product of hours of practice; His reaction was the product of hunger and fatigue.
Dude, you use more product on your hair than any other guy I know!.
I got some product here – you buying?.