Onun cep telefonu, diğer telefonları engelleyen radyo emisyonu üretti.
- His mobile phone produced radio emissions that interfered with other phones.
Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.
- In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.
Bir ülke tarafından üretilen kağıt miktarı onun kültürel standartlarıyla yakından ilişkilidir.
- The amount of paper produced by a country is closely related to its cultural standards.
Şehir arabalar tarafından üretilen siyah dumanla kirletilmiş.
- The city is contaminated with that black smoke produced by engines with wheels.
Genel bir kural olarak, eleştirmek kolaydır ama alternatif öneri üretmek zordur.
- As a general rule, it's simple to criticize, but difficult to produce alternative suggestions.
Eğilim her zaman daha az işçi kullanarak daha fazla ürün üretmektir.
- The trend is always to produce more products using fewer employees.
Polis fiziksel kanıt göstermekte başarısız oldu.
- Police failed to produce physical evidence.
Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.
- In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.
Açık hava marketinde taze ürün satılmaktadır.
- Fresh produce is sold at an open-air market.
Eğilim her zaman daha az işçi kullanarak daha fazla ürün üretmektir.
- The trend is always to produce more products using fewer employees.
Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.
- In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.
Çorap fabrikası günde 600.000 çift çorap üretir.
- The hosiery factory produces 600,000 pairs of socks a day.
Osiris is hoping that Prochymal will become the first stem cell product approved by the Food and Drug Administration and sold as a mass-produced pharmaceutical product.
Böyle uluslararası birleşme harika sonuçlar doğurdu.
- Such international cooperation produced great results.
Çabalarım hiç sonuç vermedi.
- My efforts produced no results.
This grocery store sells some wonderful fresh produce as well as dried, canned, and frozen fruit and vegetables.
The factory will produce 10,000 lawn chairs.
... Eighty percent of the world’s gross domestic product is produced in cities, although there ...
... that ' that has existed in this country for ' for a long, long time and has produced ...