Mahkumlar serbest bırakıldı.
- The prisoners were set free.
Onlara mahkumları bırakmalarını emretti.
- He ordered them to release the prisoners.
Tom hâlâ bir tutuklu.
- Tom is still a prisoner.
Tutuklularla nazikçe ilgilendiler.
- They dealt with the prisoners kindly.
Grant, 14.000 tutsak aldı.
- Grant took 14,000 prisoners.
Hiçbir tutsak götürülmedi.
- No prisoners were taken.
Hapishane gardiyanının bir kadın olduğunu görmek çoğu insanı şaşırtır.
- It surprises most people to find out that the prison warden is a woman.
Hapishaneden çıkmanı bekledim.
- I waited for you to get out of prison.
Tom bir yerde esir tutuluyor.
- Tom is being held prisoner somewhere.
Tom artık esir tutuluyor.
- Tom is now being held prisoner.
Hapishaneden çıktığımda, Tom tekrar ayaklarımın üstünde durmama yardımcı oldu.
- When I got out of prison, Tom helped me get back on my feet.
Polis seni hapishaneye koyacak.
- The police will put you in prison.
Tom cezaevinde olmayı hak ediyor.
- Tom deserves to be in prison.
Cezaevi suçluları islah eder mi?
- Does prison reform criminals?
Mahkûm cezaevi duvarının altında bir delik açtı.
- The prisoner dug a hole under the prison wall.
Hapishane gardiyanı her hükümlüye bir roman yazdırdı.
- The prison guard made every prisoner write a novel.
O bir hükümlüye işkence etti.
- He tortured a prisoner.
Mahkûm iki aydır parmaklıklar arkasındaydı.
- The prisoner was behind bars for two months.
Onlar mahkûmu serbest bıraktılar.
- They released the prisoner.
Tom bir yerde mahpus tutuluyor.
- Tom is being held prisoner somewhere.
Tutuklu hapishaneden kaçtı.
- A prisoner escaped from the prison.
Mahkûm hapisten kaçtı.
- A prisoner escaped from the prison.
Prison was a harrowing experience for him.
The academy was a prison for many of its students because of its strict teachers.