تعريف priming في الإنجليزية التركية القاموس.
- sür/öğret/doldur
- işlemeye hazırlama yemleme
- ağızot
- {i} işlemeye hazırlama
- {f} hazırla
- astar
- astar tabakası
- ilk çalıştırma
- (Pisikoloji, Ruhbilim) hazırlama
- hazırlayarak
- yemleme
- astar boya
- ağızotu
- ateşleme
- {i} macun
- {i} yoğun çalışma
- {i} çalışma
- priming coat
- astar
- priming pump
- besleme pompası
- priming valve
- emniyet supabı
- priming charge
- (Askeri) yemleme hakkı
- priming charge
- (Askeri) ateşleme hakkı
- priming charge
- (Askeri) YEMLEME HAKKI, ATEŞLEME HAKKI: Bütün patlayıcı maddeyi patlatacak şekilde harekete geçiren ilk imla hakkı
- priming lacquer
- astar vernik
- priming material
- macun
- priming pheromone
- (Pisikoloji, Ruhbilim) hazırlayıcı feromon
- priming pump
- havasızlandırma pompası
- priming rain
- (Tarım) besleme yağmuru
- priming system
- havasızlandırma sistemi
- priming valve
- hava çıkarma valfi
- prime
- en önemli
Mercan kayalığı, bölgenin en önemli cazibesidir.
- The coral reef is the region's prime attraction.
- prime
- başlıca
- prime
- en güzel zaman
Tom şu an en güzel zamanında.
- Tom is now in his prime.
O, en güzel zamanında öldürüldü.
- He was cut down in his prime.
- prime
- asal sayı
Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Asal sayılar kümesi sayılabilir.
- The set of prime numbers is countable.
- mis-priming
- PCR yöntemi ile DNA çoğaltılması sırasında bazların yanlış eşleşmesi
- prime
- önemli; başlıca: This has become a prime concern. Önemli bir mesele oldu bu. That's the prime reason why she's come. Onun gelmesinin
- prime
- ticareti hızlandırmak iç
- prime
- {s} 1. önemli; başlıca: This has become a prime concern. Önemli bir mesele oldu bu. That's the prime reason why she's come. Onun gelmesinin
- prime
- {f} (topa/tüfeğe) ağızotu koymak
- prime
- (Tıp) İlk, birinci, primus
- prime
- ne söyleyeceğini öğretmek içki içirip sarhoş etmek
- prime
- top veya tüfeğe ağızotu koymak
- prime
- {f} (birine) nasıl cevap vermesi gerektiğini önceden
- prime
- asal,v.kullanıma hazırla: adj.ilk
- prime
- {f} hazırlamak
- prime
- {f} kullanıma hazırla
- prime
- prime the pump tulumbanın silindirine su döküp işlemeye hazırlamak
- prime
- talimat vermek
- prime
- {i} hayatın baharı
- prime
- {f} astar vurmak/sürmek, astarlamak
- prime
- {i} başlangıç
- prime
- {f} ağızotu koymak (tüfek)
- prime
- {i} (birinin/bir şeyin) en güzel/parlak dönemi; (birinin) en verimli/başarılı dönemi; (birinin) formunun zirvesinde olduğu dönem
- prime
- astar vurmak
- prime
- içirip sarhoş etmek
- prime
- baş
Başbakan Koizumi kesinlikle soğukkanlı bir insan değildir.
- Prime Minister Koizumi is certainly not a cold-blooded man.
Başbakan yarın bir basın toplantısı düzenleyecek.
- The Prime Minister will hold a press conference tomorrow.
- prime
- astar sürmek
- prime
- birincil
- prime
- mükemmel şey
- prime
- olgunluk çağı
- prime
- ilk dönem
- prime
- savunma duruşu
- prime
- söylemesi gerekeni öğretmek
- prime
- ağızotu koymak
- prime
- tulumbaya su koymak
- prime
- gençlik
Tom hayatın gençlik döneminde.
- Tom is in the prime of life.
- prime
- (sayı) asal
- prime
- (Otomotiv) astarlamak
- prime
- astar çekmek
- prime
- (Bilgisayar) üssü
- prime
- birinci kalite
- prime
- önemli
Mercan kayalığı, bölgenin en önemli cazibesidir.
- The coral reef is the region's prime attraction.
- prime
- kurmak
- prime
- ilk
Jawaharlal Nehru, Hindistan'ın ilk başbakanıydı.
- Jawaharlal Nehru was the first prime minister of India.
Bu odada birkaç ilkel vazo duruyor.
- Several primeval vases stand in this room.
- prime
- esas
- prime
- en iyi
- prime
- en kaliteli
- prime
- ana nota
- pump priming
- teşvik
- pump priming
- destekleme
- Prime
- başbakanlık
- prime
- kullanıma hazırla(mak)
- prime
- asal
Asal sayılar kümesi sayılabilir.
- The set of prime numbers is countable.
Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
- prime
- asaln
- pump priming
- pompayı çalıştırma
- pump-priming
- pompa-priming
- self-priming
- kendiliğinden dolduran
- self-priming pump
- Otomatik kendinden emişli pompa
- pump priming
- para sağlama
- pump priming
- bütçe açığı finansmanı
- semantic priming
- (Pisikoloji, Ruhbilim) anlamsal hazırlama