Kazanan bir takımı asla değiştirme.
- Never change a winning team.
Kazanan tarafta olacağımızı düşünüyordum.
- I thought we were going to be on the winning side.
O takımın çok az, eğer varsa, kazanma şansı var.
- That team has little, if any, chance of winning.
O, yarışmayı kazandığı için bir ödül aldı.
- He got a prize for winning the competition.
Önemli olan tek şey kazanmak olsa, o zaman keyfimiz kaçar.
- If the only thing that mattered was winning, then we'd be depressed.
O takımın çok az, eğer varsa, kazanma şansı var.
- That team has little, if any, chance of winning.
Eder kazandıran golü attı.
- Eder scored the winning goal.
Kazançlarımızla güzel bir ev alabiliriz.
- We could buy a nice house with our winnings.
Tom galibiyet golünü attı.
- Tom scored the winning goal.
Ricardo galibiyet için 500 Amerikan doları aldı.
- Ricardo got US$ 500 for winning.