O şimdi akşam yemeği hazırlamakla meşgul.
- She is busy preparing supper now.
Öğretmen bana konuşmamı hazırlamak için daha çok zaman harcamam gerektiğini söyledi.
- My teacher told me that I should have spent more time preparing my speech.
Meg kahvaltı hazırlanıyor.
- Meg is preparing breakfast.
O, üniversite için hazırlanıyor.
- She is preparing for college.
O yayınlama için bir dergi hazırlanmasında sorumlu oldu.
- He was in charge of preparing a magazine for publication.
Magdalena ve Lech, Lehçe sınavlarına hazırlanıyorlar.
- Magdalena and Lech are preparing for their Polish exams.
Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur.
- It would be to your advantage to prepare questions in advance.
Hazırlamak için biraz daha zamana ihtiyacım var.
- I need a little more time to prepare.
Onun adamlarını savaşa hazırlanmak için zamanı vardı.
- He had time to prepare his men for battle.
Konuşmaya hazırlanmak için çok az zamanım vardı.
- I had little time to prepare the speech.
En kötüsü için hazırlanmalısın.
- You should prepare for the worst.
Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.
- He prepared his speech very carefully.
Onun için hazırlık yapmak zorundayız.
- We have to prepare for that.
Hazırlık yapmak için biraz daha zamana ihtiyacım var.
- I need a little more time to prepare.
Hazırlık yapmak için biraz daha zamana ihtiyacım var.
- I need a little more time to prepare.
Onu yapmak için hazır değilim.
- I'm not prepared to do that.
We prepared the spacecraft for takeoff.
... MARVIN CHOW: And then obviously, while preparing to ...
... are preparing ourselves. ...