Birinin dinlediği müzik türü bir tercih meselesidir.
- The kind of music one listens to is a matter of preference.
Benim tartışmasız tercihim bu seçeneklerden dördüncüsü ve sonuncusudur.
- My decided preference is the fourth and the last of these alternatives.
Bu bir tercih değil, önceliktir.
- It's a priority, not a preference.
Kaliteyi miktara tercih ederim.
- I prefer quality to quantity.
Futbolu beyzbola tercih ederim.
- I prefer soccer to baseball.
Tercihlerim sizinkine çok benzerdir.
- My preferences are very dissimiliar to yours.
Oy verme tercihlerimi gizli tutma hakkına sahibim.
- I have the right to keep my voting preferences secret.
Japonya'ya gitmek istemeyi tercih etmemin sebebi onların çalışkan ve dürüst kişilikleridir.
- The reason I prefer to go to Japan is that the people in Japan are hardworking and have honest personalities.
Tom'un niçin kırsal alanda yaşamayı tercih ettiğini düşünüyorsun?
- Why do you think Tom prefers living in the country?
one Master David Hume, who making some use of his purse, gave him Letters to his friends in Scotland to preferre him to King James.
I prefer tea to coffee.
Tiberius preferred many to honours in his time, because they were famous whoremasters and sturdy drinkers .
... that some marketers belief that we actually have a brand preference ...
... preference of continuous utility maximization ...