Tom yaklaşan testi gözden geçirmek için biraz ekstra zaman kullanabilirdi.
- Tom could use a little extra time to review for the upcoming test.
Piller için ekstra ücret ödemeniz gerekir.
- You need to pay extra for the batteries.
Ayrı bir servis ücreti tahsil edilecektir.
- The service charge is extra.
Ayrıca bu biraz ekstra yapmak için bir yoldur.
- It's a way to make a little extra on the side.
Tom fevkalade mutlu hissetti.
- Tom felt extraordinarily happy.
Tom başıma fazladan iş çıkarıyor.
- Tom causes me a lot of extra work.
Onların fazladan bir yatağı var.
- They have an extra bed.
Onların fazladan bir yatağı var.
- They have an extra bed.
Fazladan bir on dolara ihtiyacımız olacak.
- We'll need an extra ten dollars.
Tom'un olağanüstü dereceleri var.
- Tom got extraordinary grades.
Tom olağanüstü gücü olan bir atlettir.
- Tom is an athlete with extraordinary strength.