Onun övünmelerini dinlemekten usandım.
- I'm tired of listening to his boasts.
Aşk sabırlıdır, aşk şefkatlidir. Kıskanmaz, övünmez, kibirli değildir.
- Love is patient, love is kind. It does not envy, it does not boast, it is not proud.
Tom at yarışında asla yenilmemekle övünüyor.
- Tom boasts of never having been defeated in a horse race.
O, yetenekleri hakkında övündü.
- He boasted about his skills.