التركية - الإنجليزية
تعريف pozisyonlar في التركية الإنجليزية القاموس.
- pozisyon
- position
He didn't want to disappoint his wife by giving up his new position.
-O, yeni pozisyonundan vazgeçerek karısını hayal kırıklığına uğratmak istemedi.
There are few high-ranking positions left open for you.
-Sizin için açık bırakılmış birkaç üst düzey pozisyon var.
- pozisyon
- heading
- pozisyon
- status
- pozisyon
- standing
- pozisyon
- (Argo) pozzy
- pozisyon
- attitude
- pozisyon
- height
- pozisyon
- position on
- pozisyon
- (Hukuk) position, heading
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف pozisyonlar في التركية التركية القاموس.
- POZİSYON
- (Osmanlı Dönemi) Fr. Vaziyet, durum, duru
- Pozisyon
- konum
- pozisyon
- Bir şeyin, bir kimsenin bir yerde bulunuş durumu, konum
- pozisyon
- Bir kimsenin toplumsal durumu