Bu elektrikli otomobil, bataryalarla güçlendirilmiştir.
- This electric car is powered by batteries.
Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi farklı dilleri olan iki güçlü devlet ilköğretim okullarında Esperanto deneysel öğretimi üzerinde anlaşmaya varsalardı ne olurdu?
- What would happen if two powerful nations with different languages - such as United States and China - would agree upon the experimental teaching of Esperanto in elementary schools?
Avrupalı emperyalist güçlere karşı yapılan Türk İstiklal Savaşı 1919'dan 1923'e kadar devam etti.
- Turkish war of independence against Eurpean imperialist powers had lasted from 1919 to 1923.
Nükleer enerji elektrik üretmek için kullanılır.
- Nuclear power is used to generate electricity.
Babam bir enerji şirketi için çalışmaktadır.
- My father works for a power company.
Konferansta süper güçlerden, silahlı kuvvetlerini üçte bir oranında azaltmaları istendi.
- The conference called for the major powers to cut their armed forces by a third.
Üç'ün üçüncü dereceden kuvveti 27'dir.
- 3 to the third power is 27.
Gözlem yetkileri üzerine bir deney sırasında, bu birimde iki yıl yaşamasın rağmen Tom oturma odası duvarında asılı resimlerden hiç birini tanımlayamadı.
- During an experiment on powers of observation, Tom was unable to describe any of the pictures hanging on his living room wall, despite having lived in his unit for two years.
Egemen sınıf yetkilerinden vazgeçmez.
- The ruling class will not surrender its power.
Hitler 1933 yılında iktidara geldi.
- Hitler assumed power in 1933.
İktidar partisi bozulmuş fakat muhalefet biraz daha iyi.
- The party in power is corrupt, but the opposition is little better.
1929'da ezici bir üstünlükle iktidara geldi.
- He swept to power in 1929.
Hukukun üstün gücüne inanıyordu.
- He believed in the supreme power of the law.
O senden daha kuvvetli.
- She's more powerful than you.
Üç'ün üçüncü dereceden kuvveti 27'dir.
- The third power of 3 is 27.
Nehir şehre elektrik enerjisi sağlamaktadır.
- The river furnishes electric power to the town.
Nükleer enerji elektrik üretmek için kullanılır.
- Nuclear power is used to generate electricity.
Dan'ın yüksek güçlü silahlara sahip olduğu biliniyordu.
- Dan was known to have high-powered weapons.
Tom'un yüksek güçlü bir tüfeği var.
- Tom owns a high-powered rifle.
Bu ülkenin askerî gücü çok gelişmiştir.
- The military power of this country is very advanced.
Bazı insanlar hükümetin oldukça çok fazla gücünün olduğunu düşünüyor.
- Some people think the government has way too much power.
O zaman, Ethelbert, Kent'te kral olarak hüküm sürüyordu ve güçlüydü.
- At that time, Ethelbert ruled as king in Kent, and was powerful.
Dünyada en güçlü hüküm nedir?
- What is the most powerful sentence in the world?
1929'da ezici bir üstünlükle iktidara geldi.
- He swept to power in 1929.
Hukukun üstün gücüne inanıyordu.
- He believed in the supreme power of the law.
Her geri dönüşümlü alüminyum bir TV'yi üç saat çalıştırmak için gerekli enerjiyi kazandırabilir.
- Every recycled aluminium can saves enough energy to power a TV for three hours.
Around the same time, TCRT experimented with removing the motors on one of its older cars, turning it into an unpowered trailer that could be towed behind a powered car.
In the face of expanding federal power, California in particular struggled to maintain control over its Chinese population.
Past and future obviously have no reality of their own. Just as the moon has no light of its own, but can only reflect the light of the sun, so are past and future only pale reflections of the light, power, and reality of the eternal present.
We need a microscope with higher power.
This CD player is powered by batteries.
After the pylons collapsed, this town was without power for a few days.
The early steam-powered ships also took advantage of sails.
... powered accessories from our partners and there's some great stuff there so check it ...
... So once we're in here, you see expert powered recommendations ...