postpone, delay; end a meeting; move to another place

listen to the pronunciation of postpone, delay; end a meeting; move to another place
الإنجليزية - التركية

تعريف postpone, delay; end a meeting; move to another place في الإنجليزية التركية القاموس.

adjourn
{f} sonraya bırakmak
adjourn
bitmek
adjourn
ertelenmek
adjourn
ertele

2.30'a kadar ertelendik. - We are adjourned until 2:30.

Toplantı gelecek haftaya kadar ertelendi. - The meeting was adjourned until the following week.

adjourn
ara vermek
adjourn
ertelemek
adjourn
oturuma son vermek
adjourn
(toplantı, oturum) sona ermek, bitmek
adjourn
{f} (bir başka yere) geçmek
adjourn
oturuma son verme

Komite üyeleri oturuma son vermek istese de, başkan devam etmek istiyor. - The Chair wants to continue, even though the committee members want to adjourn.

adjourn
{f} (toplantı/oturum) sona ermek, bitmek
adjourn
başka yere git/ertele
adjourn
{f} dağılmak
adjourn
iki celse arasındaki müddet
adjourn
dağılmak adjournment ertelenme
adjourn
{f} son vermek (oturum vs)
adjourn
{f} geciktirmek
adjourn
başka güne bırakmak
adjourn
(fiil) ertelemek, sonraya bırakmak, son vermek (oturum vs), dağılmak, geciktirmek, geçmek (bir yere)
الإنجليزية - الإنجليزية
{f} adjourn
postpone, delay; end a meeting; move to another place
المفضلات