التركية - الإنجليزية
تعريف portatif في التركية الإنجليزية القاموس.
- portable
Octopuses use coconut shells as portable shelters.
-Ahtapotlar, portatif sığınakları olarak hindistan cevizi kabuklarını kullanır.
- folding
- portable, movable, collapsible
- foldaway
- collapsible
- portable, movable
- transportable
- knockdown
- (Askeri) field type
- mobile
- takedown
- to carry-around
- portative
- portatif yatak
- Portable Beds
- portatif alıcı
- portable receiver
- portatif barkod kayıt cihazı
- (Askeri) portable bar code recorder
- portatif bot
- faltboat
- portatif dolap yatağı
- Murphy bed
- portatif eşya
- knockdown
- portatif fırın
- baker
- portatif jenaratör
- jenny
- portatif kamera
- portable camera
- portatif karyola
- cot
Tom is asleep on the cot in the back room.
-Tom arka odadaki portatif karyolada uyuyor.
- portatif karyola
- carry-cot
- portatif karyola
- folding bed
- portatif küvet
- hipbath
- portatif makine
- portable machine
- portatif masa
- pembroke table
- portatif masa
- folding table
- portatif merdiven
- extension ladder
- portatif merdiven
- ladder
- portatif merdiven
- folding ladder
- portatif merdiven
- Steps
- portatif merdiven
- stepladder
- portatif merdiven basamağı
- rung
- portatif merdiven basamağı
- stave
- portatif merdiven basamağı
- spoke
- portatif olmak
- collapse
- portatif radyatör
- space heater
- portatif sandâlye
- camps chair
- portatif soba
- space heater
- portatif ısıtıcı
- hotplate
- portatif/elle taşınabilir hava savunma sistemi
- (Askeri) man-portable air defense system
- arka portatif koltuk
- rumble seat
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف portatif في التركية التركية القاموس.
- Kolay taşınabilen, katlanarak taşınabilir duruma getirilebilen, seyyar: "Bir köşede portatif bir çadır karyolası, bir küçük masa vardı."- S. F. Abasıyanık
- Sökülüp başka yerde kurulma imkânı bulunan
- Kolay taşınabilen, katlanarak taşınabilir duruma getirilebilen, seyyar