Hiding from the police, Dima spent the night in a dumpster.
- Polisten gizlenerek, Dima geceyi bir çöplükte geçirdi.
The police have been searching for the stolen goods for almost a month.
- Polis, neredeyse bir aydır çalınan eşyaları arıyor.
The policeman was off duty when he was shot to death.
- Polis vurularak öldürüldüğünde izinliydi.
The policeman lifted the box carefully.
- Polis kutuyu dikkatlice kaldırdı.
Don't tell Tom you're a cop.
- Bir polis memuru olduğunu Tom'a söyleme.
We're getting out of here. The cops are coming.
- Buradan ayrılıyoruz. Polisler geliyor.
Five out of ten drivers a traffic cop has to deal with on New Year's Eve night are drunk.
- Bir trafik polisinin yılbaşı gecesi uğraşmak zorunda kaldığı her on sürücüden beşi alkollüdür.
Five out of ten drivers a traffic cop has to deal with on New Year's Eve night are drunk.
- Bir trafik polisinin yılbaşı gecesinde muhatap olduğu her on sürücüden beşi sarhoştur.
A police officer is talking to her.
- Bir polis memuru onunla konuşuyor.
She became a police officer.
- O, bir polis memuru oldu.
It is absurd to believe that young children can run faster than policemen.
- Şu genç çocukların polislerden daha hızlı koşabileceğine inanmak saçmadır.
Seven policemen were killed.
- Yedi polis öldürüldü.
The police found Tom lying on the floor with a bullet hole in the middle of his forehead.
- Polis Tom'u alınının ortasındaki bir kurşun deliğiyle yerde yatarken buldu.
The police will get you to find the bullets.
- Polis sana mermileri bulduracak.
The policewoman directed traffic.
- Kadın polis trafiği yönetti.
The patrolman motioned me to pull over.
- Kenara çekilmem için polis bana işaret etti.