تعريف polishing في الإنجليزية التركية القاموس.
- perdah
- cila
Ayakkabılarım cilalanmalı.
- My shoes need polishing.
Bu makine, her türden metalin cilalanması için kullanılır.
- This machine is used for polishing all kinds of metal.
- (Mekanik,Tekstil) polisaj
- perdahlama
- cilalama
- parlatma
- silim
- polish
- parlatmak
- polish
- cila
Ona ayakkabılarımı cilalattım.
- I got him to polish my shoes.
Ayakkabılarım cilalanmalı.
- My shoes need polishing.
- polish
- polonya dili
- polish
- {f} cilalamak
Tom ayakkabılarını cilalamak istedi.
- Tom wanted to polish his shoes.
- Polish
- {i} lehçe
Timuçin, Lehçe öğreniyor.
- Timuçin learns Polish.
Rusça, Lehçe, Çekçe ve Bulgarca gibi dillerin ortak Slav kökenleri vardır.
- Such languages as Russian, Polish, Czech and Bulgarian have common Slavic roots.
- Polish
- {i} polonyalı
Hem Polonyalı hem de Norveçliyim, bu yüzden seçemem.
- I'm both Polish and Norwegian, so I can't choose.
Felicja'nın annesi, Rumen asıllı bir Polonyalıdır.
- Felicja's mother is a Polish of Romanian origin.
- polishing machine
- (Otomotiv) polisaj makinası
- polishing machine
- (Marangozluk) cila makinası
- polishing machine
- parlatma makinesi
- polishing machine
- (Otomotiv,Teknik) cilalama makinesi
- polishing machine
- cila makinesi
- polishing paste
- parlatma macunu
- polishing powder
- parlatma tozu
- polishing disk
- parlatma çarkı, parlatma tekerleği
- polishing lake
- gol parlatma
- polishing paste
- parlatma harcı, parlatma macunu
- polishing wheel
- parlatma çarkı, parlatma tekerleği
- polishing a document
- belgeyi cilalamak
- polishing a document
- (Bilgisayar) belgeyi cilalama
- polishing agent
- parlatıcı madde
- polishing agent
- cilalama maddesi
- polishing disk
- parlatma tekerleği
- polishing disk
- parlatma çarkı
- polishing disk
- parlatma diski
- polishing file
- perdah törpüsü
- polishing out
- (Sinema) çiziksizleme
- polishing paste
- parlatma harcı
- polishing paste
- cila pastası
- polishing varnish
- parlatılır vernik
- polishing wax
- döşeme cilası
- polishing wax
- cila mumu
- polishing wheel
- parlatma çarkı
- polishing wheel
- perdah çarkı
- polishing wheel
- parlatma tekerleği
- polish
- daha iyi duruma sokmak
- polish
- kibarlık
- Polish
- {i} parlatma
Tom ayakkabılarını parlatmamı istedi.
- Tom asked me to polish his shoes.
Bir kirpiyi parlatmanın yolu yok.
- There's no way to polish a hedgehog.
- Polish
- {s} Polonya, Polonya'ya özgü; Leh
- polish
- nezaket
- polish
- incelik
- polish
- lak
- polish
- cila vurmak
- polish
- vemik
- polish
- lehli
- polish
- kundura boyası
- polish
- boya
- polish
- parlak
Gümüş eşyaları cilalı tutmazsan parlaklığını kaybederler.
- If you don't keep the silverware polished, it'll lose its luster.
- polish
- boyamak
- polish
- silmek
- chemical polishing
- kimyasal parlatma
- electrolytic polishing
- elektrolitik parlatma
- polish
- ayakkabı boyası
- polish
- cilalı yüzey
- polish
- kusursuzlaştırmak
- polish
- {f} parlat
Susan babasının ayakkabılarını parlattı.
- Susan polished her father's shoes.
Erkek kardeşim gümüşü parlattı.
- My brother polished the silver.
- apple-polishing
- Yağcılık, dalkavukluk
- belt polishing
- (Mühendislik) kayışlı parlatma
- polish
- cilala
- Polish
- {i} cilalama
Partiye gitmeden önce ayakkabılarını cilalamalısın.
- You should polish your shoes before you go to the party.
Dışarı çıkmadan önce ayakkabılarını cilalamayı unutma.
- Don't forget to polish your shoes before you go out!
- Polish
- {i} perdah
- Polish
- {i} boya (ayakkabı)
- Polish
- (sıfat) Polonya
- Polish
- {i} parlaklık
- Polish
- {s} Polonya
Polonyalı kızlar, Justin Bieber'ın Polonya'ya gelmesini istemediler.
- Polish girls didn't want Justin Bieber to come to Poland.
Felicja'nın annesi, Rumen asıllı bir Polonyalıdır.
- Felicja's mother is a Polish of Romanian origin.
- Polish
- leh
- Polish
- Polca
- acid polishing
- (Tekstil) asitle perdahlama
- chemical polishing
- kimyasal cilalama
- grinding and polishing
- bileme ve parlatma
- mechanical polishing
- mekanik cilalama
- polish
- {f} cilalanmak
- polish
- {f} boyamak (ayakkabı)
- polish
- polish off işini bitirmek
- polish
- bir rakibi yenip9başından
- polish
- {f} terbiye etmek
- polish
- inceleştirmek
- polish
- cila vermek
- polish
- zarafet
- polish
- {f} (ayakkabı) boyamak
- polish
- {f} perdahlamak
- polish
- parlamak
- polish
- süslemek
- polish
- {f} düzeltmek
- polish
- terbiye
- roller polishing machine
- (Tekstil) rulolu parlatma makinesi