O, bir polis memuru oldu.
- She became a police officer.
Polis memuru düdüğünü çaldı.
- The police officer blew his whistle.
Polis memurları mavi üniforma giyer.
- Police officers wear blue uniforms.
Bir polis memuru onunla konuşuyor.
- A police officer is talking to her.
Bir polis memuru olduğunu Tom'a söyleme.
- Don't tell Tom you're a cop.
Onun gibi polislerden nefret ederim.
- I hate cops like him.
Polisler Tom'un kim olduğunu biliyor.
- The cops know who Tom is.