O, tümüyle cümlelerle ilgilidir. Sözcüklerle değil.
- It's all about sentences. Not words.
Tatoeba: Çünkü bir dil sözcüklerinin toplamından daha fazladır.
- Tatoeba: Because a language is more than the sum of its words.
Anlamadığım bir sürü sözcük var.
- There are many words that I don't understand.
Sözcükleri arayabilir ve çevirileri alabilirsiniz. Ama o, tam olarak tipik bir sözlük değildir.
- You can search words, and get translations. But it's not exactly a typical dictionary.
Kelimeler düşünceleri ifade eder.
- Words express thoughts.
Pasaportta ismi olan kişi kelimelerle tanımlanıldı.
- The person whose name was on the passport was described with words.
Lafları ağzıma tıkama.
- Don't put words in my mouth.
Evlendiğinde ve çocukların olduğunda lafla peynir gemisi yürümediğini fark edeceksin.
- When you get married and have kids, you'll realize that actions speak louder than words.
Onun sözleri tamamen anlamsızdı.
- Her words were wholly void of meaning.
Onun sözleri tamamen anlamsızdı.
- Her words were completely meaningless.