Saatlerce dehşete düşürüldükten sonra,sonunda annesi onu kurtardı.
- After being frightened for many hours, her mother finally saved her.
O saatlerdir yürümekteydi.
- He had been walking for hours.
Trende on iki saat geçirdim.
- I spent twelve hours on the train.
Onu yazmak birkaç saatimi aldı.
- It took me several hours to write it.
Senin mesai saatlerin ne?
- What are your office hours?