Bir dakikada altmış saniye vardır.
- There are sixty seconds in a minute.
Uçak kaza yapmadan saniyeler önce pilot koltuğunu fırlattı.
- The pilot ejected his seat seconds before the plane crashed.
Tom birkaç saniye bekledi ve sonra kapıyı açtı.
- Tom waited for several seconds and then opened the door.
Lütfen otuz saniye bekleyin.
- Please wait thirty seconds.
11 saniyede 100 metre koştu.
- He ran 100 meters in 11 seconds flat.
On iki saniyede 100 metre koşabilir.
- He can run 100 meters within twelve seconds.
There are sixty seconds in a minute.