Askerlerin bol miktarda silahları vardı.
- The troops had plenty of arms.
Trene yetişmek için bol miktarda zamanın var.
- You have plenty of time to catch the train.
O, muhtemelen pek çok.
- That's probably plenty.
Yeni bir baba olarak, ben ilk çocuğuma pek çok kitap verdim.
- As a new father, I gave my first child plenty of books.
Bu yıl bol yağmur vardı.
- We have had plenty of rain this year.
Köyde bol miktarda kirpi olacağına söz verdin!
- You promised that there would be plenty of hedgehogs in the village!
Bu daktilo oldukça sık kullanılmıştır.
- This typewriter has seen plenty of use.
Bunlardan çok daha fazlası vardır.
- There are plenty more of those.
Salonda çok fazla misafir vardı.
- There were plenty of guests in the hall.