plentiful, abounding with or in

listen to the pronunciation of plentiful, abounding with or in
الإنجليزية - التركية

تعريف plentiful, abounding with or in في الإنجليزية التركية القاموس.

abundant
{s} bol

Alp çiçekleri burada boldur. - Alpine flowers are abundant there.

Avustralya'da mineraller bol miktarda bulunur. - Australia is abundant in minerals.

abundant
{s} bereketli
abundant
{s} verimli

Ağaç meyve bakımından verimlidir. - The tree is abundant in fruit.

abundant
çok

Çok büyük pencereler bol doğal gün ışığı sağlar. - Very large windows assure abundant natural daylight.

Şu ülkede petrol çoktur. - Oil is abundant in that country.

abundant
mebzul abundantly bol bol
abundant
{s} dolu
abundant
{s} bereketli; feyizli
الإنجليزية - الإنجليزية
{a} abundant