Gitar çalmak eğlencelidir.
- Playing the guitar is fun.
Gitar çalmak istiyorum.
- I want to play the guitar.
Japoncayı Japonya'da mahjong oynamak için öğreniyorum.
- I am learning Japanese to play mahjong in Japan.
Oynamak için lütfen okul bahçesine gidin.
- Please go to the playground to play.
Resident Evil 4 şu ana kadar oynadığım en iyi oyunlardan biridir.
- Resident Evil 4 is one of the best games I have ever played.
Baba, dışarıya çıkıp oyun oynayabilir miyim?
- Daddy, may I go out and play?
Piyes çok eglenceliydi; oraya gitmeliydin.
- The play was very amusing; you ought to have gone there.
Sana satranç oynamayı öğreteceğim.
- I will teach you to play chess.
Mahjong oynamayı biliyor musun?
- Do you know how to play mahjong?
DVD oynatıcı, video kaset oynatıcının yerini aldı.
- The DVD player replaced the videotape player.
DVD oynatıcılar, video kaset oynatıcıların yerini aldı.
- DVD players replaced videotape players.
Kart oynamak eğlencelidir.
- It is fun to play cards.
Parkta oynamak eğlenceliydi.
- It was fun playing in the park.
Sana satranç oynamayı öğreteceğim.
- I will teach you to play chess.
Japoncayı Japonya'da mahjong oynamak için öğreniyorum.
- I am learning Japanese to play mahjong in Japan.
Tiyatro grubu yeni oyunu sahneledi.
- The theater group performed the new play.
Tiyatro oyununu bilmiyorum, fakat yazarı iyi biliyorum.
- I don't know the theater play, but I know the author well.
Sami'nin grubu Kahire'de bir gösteri yapıyordu.
- Sami's band was playing a show in Cairo.
Onlar çok şakacıydılar.
- They were so playful.
Tom şakayla Mary'nin kolunu yumrukladı.
- Tom playfully punched Mary's arm.
Gitarı ne kadar iyi çalabiliyorsun?
- How well can you play guitar?
Gitar çalmak benim hobim.
- My hobby is playing the guitar.
Olayların akışına göre hareket edelim.
- Let's play that by ear.
Kadınların özgürlüğü hareketinde bir rol oynadı.
- She played a part in the women's lib movement.
Kumanda panelinin uzun süreli kullanımdan kaçının. Göz yorgunluğunu önlemek için, oyunun her saati boyunca yaklaşık 15 dakikalık bir mola verin.
- Avoid prolonged use of the console. To help prevent eye strain, take a break of about 15 minutes during every hour of play.
Mary çatalını tabağındaki yemekle oynamak için kullandı.
- Mary used her fork to play with the food on her plate.
Who's playing now?.
Her proper face / I not descerned in that darkesome shade, / But weend it was my loue, with whom he playd.
I've practiced the piano off and on, and I still can't play very well.
We had to play for an hour, so that meant that we didn't have time to play and joke around.
The rarity of male domination in fantasy play is readily explained.
Instead, they played dumb, remained silent, and did their classwork.
Too much play in a steering wheel may be dangerous.
You can play the DVD now.
No part of the brain plays the role of permanent memory.
My son thinks he can play music.
play games.
Can you play an instrument?.
... is to pass and dribble and execute choreographed plays. ...
... plays the game -- we'll see it up here on the screen -- and fires shots, you'll see ...