Oynamak için lütfen okul bahçesine gidin.
- Please go to the playground to play.
Yağmur, çocukların okul bahçesinde beyzbol oynamalarına engel oldu.
- The rain prevented the boys from playing baseball on the playground.
Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.
- The playground is divided into three areas by white lines.
Tom oyun alanında Mary'yi kovalamaya başladı.
- Tom started chasing Mary around the playground.
The exclusive tropical island was a millionaire's playground.
The city park playgrounds offer various slides, tubes and swings.