placed at the top or the front

listen to the pronunciation of placed at the top or the front
الإنجليزية - التركية

تعريف placed at the top or the front في الإنجليزية التركية القاموس.

head
{i} baş

Lee Leffingwell, Austin Şehir Konseyi'nin başkanıdır. - Lee Leffingwell is the head of the Austin City Council.

O, baş ağrısından acı çekiyor. - He is suffering from a headache.

head
{i} konu başlığı
head
menba
head
başlık

Tom sadece başlıklara baktı. - Tom only glanced at the headlines.

Tom genellikle sadece başlıkları okur. - Tom usually only reads the headlines.

head
başkanlığını yapmak
head
buhar basıncı
head
{f} başı çek
head
genel başkan
at the top
tepede
at the top
üstü açık open
head
{f} (bir şeyin) başkanlığını yapmak/başkanı olmak: Who heads this outfit? Buranın başkanı kim?
head
{f} olgunlaşmak
head
{f} -in
head
{i} pınar başı
head
{s} baştaki
head
bir

Bir fincan kahve kafamı aydınlattı. - A cup of coffee cleared my head.

Bir elin nesi var, iki elin sesi var. - Two heads are better than one.

head
{s} baş ile ilgili
head
{f} başında olmak
head
{i} şef, baş, başkan: the head of the math department matematik bölümü başkanı
head
{f} başı çekmek
head
{i} köpük
head
kafa,v.başı çek: n.baş
الإنجليزية - الإنجليزية
head
at the top
in the upper ranks
placed at the top or the front

    التركية النطق

    pleyst ät dhi tôp ır dhi frʌnt

    النطق

    /ˈplāst ˈat ᴛʜē ˈtôp ər ᴛʜē ˈfrənt/ /ˈpleɪst ˈæt ðiː ˈtɔːp ɜr ðiː ˈfrʌnt/
المفضلات