Bana yeterince uzun bir manivela ve onu yerleştirmek için bir dayanak verin ve dünyayı kımıldatacağım.
- Give me a lever long enough and a fulcrum on which to place it, and I shall move the world.
Arşivlerimizin sistematik bir sınıflandırmasını yerleştirmek büyük bir zaman tasarrufu olabilir.
- Putting in place a systematic classification of our archives could be a great time saver.
Mekanın ismine aşinayız.
- We are familiar with the name of the place.
Onlar mekandan uzak kaldılar.
- They stayed away from the place.
O çiçekleri koymak için mükemmel bir yer biliyorum.
- I know the perfect place to put those flowers.
Tom'un eşyalarını koymak için bir yeri yoktu.
- Tom didn't have a place to put his things.
Onlar düğünün zamanını ve yerini belirlediler.
- They set the time and place of the wedding.
Çok enteresan yerler biliyorsun, değil mi?
- You know many interesting places, don't you?
Arada sırada kendinizi başkasının yerine koymak iyidir.
- It's good to put yourself in someone else's place now and then.
Bay Miyake Kurashiki'de kaldığım sırada bana bir sürü yer gösterdi.
- Mr Miyake showed me lots of places during my stay in Kurashiki.
Beni bu yerden çıkarmak zorundasın.
- You've got to get me out of this place.
Çıra dibine kör yanar.
- The darkest place is under the candlestick.
Tom arabasını yanlış yere park ettiği için ceza ödemek zorunda kaldı.
- Tom had to pay a fine because he parked in the wrong place.
Arşivlerimizin sistematik bir sınıflandırmasını yerleştirmek büyük bir zaman tasarrufu olabilir.
- Putting in place a systematic classification of our archives could be a great time saver.
Bana yeterince uzun bir manivela ve onu yerleştirmek için bir dayanak verin ve dünyayı kımıldatacağım.
- Give me a lever long enough and a fulcrum on which to place it, and I shall move the world.
Yemek yemek için kentteki en iyi yerlerden biri.
- This is one of the best places to eat in town.
Yeni park, kentin en çok ihmal edilen yerlerinden birine dönüştü.
- The new park turned into one of the most neglected places in the city.
Kamusal alanda sigara içme.
- Do not smoke in public places.
Parayı güvenli bir alanda tut.
- Keep the money in a safe place.
Burası olayın meydana geldiği yer.
- This is the place where the incident took place.
Ne kadar korkunç olaylar meydana geldi? Anne baban nerede? Kocana ne oldu?
- What horrible events took place? Where are you parents? What happened to your husband?
Minderler koltuklara yerleştirildi.
- Cushions were placed in the seats.
Tom'u benim mahallemde Boston'a gönderdim.
- I sent Tom to Boston in my place.
Bu mahalle, bir aileyi geçindirmek için iyi bir yerdir.
- This neighborhood is a good place to raise a family.
Bana ne yapacağımı söylemek onun konumu değil.
- It's not his place to tell me what to do.
Şu an için yeni görevinize katlanmalısın. Sana bugünlerden birinde daha iyi bir yer bulacağım.
- You must put up with your new post for the present. I'll find you a better place one of these days.
Görmek istediğimiz bir sürü başka yerlerimiz var.
- We have a lot of other places we want to see.
Ne tür yerleri görmek istiyorsun?
- What kind of places would you like to see?
Tavayı fırına yerleştir.
- Place the pan in the oven.
Liderleri öldüğünde, onun vücudunu büyük bir mezara yerleştirdiler.
- When their leader died, they placed his body in a large tomb.
Erkek kardeşim iyi bir işyapandır. O sadece yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
- My brother is a well doer. He was just at the wrong place at the wrong time.
Belirli işlemler gerçekleşlmeyecek gibi görünüyor.
- It seems that certain operations cannot take place.
Tom benim makamımdaki toplantıya katılacak.
- Tom is going to attend the meeting in my place.
1. Yüzü çok tanıdık geliyor ama bir türlü çıkaramadım.
2. He looked really familiar, but I just couldn't place him.
He lost his place in the national team.
It is really not my place to say what is right and wrong in this case.
We asked the restaurant to give us a table with three places.
They phoned hoping to place her in the management team.
I'm in a strange place at the moment.
He is going back to his native place on vacation.
I've seen him before, but I can't quite place where.
We thought we would win but only ended up in fourth place.