Whenever I go to this store, they're selling freshly baked taiyaki cakes.
- Bu dükkâna her ne zaman gitsem, taze pişmiş taiyaki kekleri satıyorlar.
I love the smell of freshly baked bread.
- Ben taze pişmiş ekmek kokusu seviyorum.
I'd like my steak well done.
- Bifteğimi iyi pişmiş istiyorum.
How would you like your steak done?
- Bifteğinizi nasıl pişmiş istersiniz.
I like my steak rare.
- Bifteğimi az pişmiş severim.
This steak seems rare. I wonder if it was cooked long enough.
- Bu biftek az pişmiş görünüyor. Yeterince pişmiş olup olmadığını merak ediyorum.
I like my meat well done.
- Etimi iyi pişmiş severim.
I'd like my steak well done.
- Bifteğimi iyi pişmiş istiyorum.
et orta pişmiş istiyorum.
My mother cooked the potatoes very well.
- Annem patatesi çok iyi pişirdi.
His wife being out, he cooked dinner for himself.
- Karısı dışarıda olduğu için, kendisine akşam yemeği pişirdi.
What did you have for dinner? Grilled shrimp and baked zucchini with garlic sauce over rice noodles.
- Akşam yemeğinde ne yedin? Izgara karides ve pirinç erişte üzerinde sarımsak soslu fırında pişmiş kabak.
I like my meat well done.
- Etimi iyi pişmiş severim.
I'd like my steak well done.
- Bifteğimi iyi pişmiş istiyorum.