Could you cook a skewer for me, please?
- Bana bir şiş pişirir misin, lütfen?
Shall I cook dinner for you?
- Sizin için akşam yemeği pişireyim mi?
He likes cooking for his family.
- O,ailesi için yemek pişirmeyi sever.
Mother is busy cooking the dinner.
- Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
The best cookies I've ever eaten are the ones that your mother baked for me.
- Benim şimdiye kadar yediğim en iyi kurabiyeler annenin benim için pişirmiş olduklarıdır.
Mary baked three dozen cookies for Tom's party.
- Mary Tom'un partisi için üç düzine kurabiye pişirdi.
My mother cooked the potatoes very well.
- Annem patatesi çok iyi pişirdi.
The two boys cooked their meal between them.
- İki erkek çocuk yemeklerini kendi aralarında pişirdi.