التركية - الإنجليزية
تعريف peynir في التركية الإنجليزية القاموس.
- {i} cheese
I'm a cheese connoisseur.
-Ben bir peynir eksperiyim.
This smells like cheese.
-Bu, peynir gibi kokuyor.
- caseous
- caerphilly
- peynir altı suyu tozu
- whey powder
- peynir bıçağı
- (Gıda) cheese knife
- peynir kabuğu
- (Gıda) cheese-rind
- peynir kıvamında
- cheesy
- peynir sosu
- (Gıda) cheese sauce
- peynir tabağı
- (Gıda) cheese tray
- peynir yapımı
- cheesemaking
- peynir üretimi
- (Ticaret) cheese making
- peynir altı suyu
- (Gıda) Whey
The workers flip the curds to drain excess whey.
- peynir akarı
- cheese mite
- peynir altı suyuna benzer
- wheyey
- peynir altı suyuna benzeyen
- wheyish
- peynir doğrama makinesi
- (Tarım) cheese cutting machine
- peynir ekmek gibi gitmek
- to go like hot cakes
- peynir ekmek gibi gitmek
- go like hot cakes
- peynir ekmek gibi satılmak
- (deyim) sell like hotcakes
- peynir ekmek gibi satılmak
- (deyim) go like hot cakes
- peynir ekmek yer gibi
- (deyim) like shooting fish in a barrel
- peynir ekmek, hazır yemek
- (Atasözü) One can always make a meal of bread and cheese alone
- peynir fondü
- (Gıda) cheese fondue
- peynir gibi
- caseous
- peynir gibi olma
- cheesiness
- peynir hastalığı
- (Tıp) cheese syndrome
- peynir ile ilgili
- caseous
- peynir kalıbı
- cheese hoop
- peynir kalıbı
- cheese
- peynir kurdu
- cheese mite
- peynir kurdu
- (Tabiat Doğa) (böcek, haşere) cheese mite
- peynir kurdu
- minute mite
- peynir mayası
- rennet
- peynir presi
- (Tarım) cheese press
- peynir rendesi
- (Gıda) cheese grater
- peynir satıcısı
- (Ticaret) cheese monger
- peynir tarağı
- cheese rake
- peynir tekerleği wheel of cheese
- (flat, round cake of cheese)
- peynir yapmak
- make cheese
- peynir yemek
- (Gıda) have cheese
- peynir yemek
- (Gıda) eat cheese
- peynir üreticisi
- (Ticaret) cheese maker
- tekerlek peynir
- (Din) Cheese wheel
- cheese rind peynir kabuğu
- rind
- eritme peynir
- process cheese
- eritme peynir
- (Tarım) cream cheese
- eritme peynir
- (Gıda,Tarım) melted cheese
- krem peynir
- cheese spread
- taze peynir
- (Gıda) fresh cheese
- Laf ile peynir gemisi yürümez
- (Atasözü) Actions speak louder than words
- aklını peynir ekmekle yemek
- Get out of one's mind, get crazy, lose mind, go nuts
- beyaz peynir
- White cheese, feta cheese
- içine peynir konulmamış, peyniri olmayan
- been put into the cheese, without cheese
- tel peynir
- cheese wire
- Lafla peynir gemisi yürümez
- Fine words butter no parsnips
- adaçayı ile boyanmış peynir
- green cheese
- birkaç dilim peynir verin lütfen
- give me several slices of cheese please
- buzağının işkembesinden yapılan peynir mayası
- rennet
- ekmek peynir
- (Gıda) bread and cheese
- eritme peynir
- process cheese, processed cheese
- eritme peynir yemeği
- fondue
- imansız peynir
- (Konuşma Dili) cheese made from skim milk, skim cheese
- imansız peynir
- skim milk cheese
- kalitesiz peynir
- mousetrap
- kediye peynir/ciğer ısmarlamak
- to entrust something to an untrustworthy person
- krem peynir
- cream cheese
Do you have any cream cheese?
-Hiç krem peynirin var mı?
Would you pass me the cream cheese, please?
-Krem peyniri uzatır mısın, lütfen?
- lafla peynir gemisi yürümez
- Mere talk won't get anything done
- makarna ve peynir
- (Gıda) macaroni and cheese
- mavi damarlı peynir
- blue cheese
- süzme peynir
- cottage cheese
My mother loves to eat cottage cheese.
-Annem süzme peynir yemeyi sever.
It's been a while since I've eaten cottage cheese.
-Süzme peynir yediğimden beri bir süre oldu.
- tebeşire peynir bakışlı
- 1. stupid, dim-witted. 2. (someone) who thinks of making some profit out of even the smallest things
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف peynir في التركية التركية القاموس.
- Maya ile katılaştırılarak sütten yapılan ve birçok türü olan besin
- Maya ile katılaştırılarak sütten yapılan ve birçok türü olan besin: "Kuru ekmekle bayat peyniri lezzetle yiyen / Çeşmeden her su içerken şükür Allaha diyen."- Y. K. Beyatlı
- (Osmanlı Dönemi) CÜBÜN
- (Osmanlı Dönemi) CÜBN
- peynir ağacı
- Ebegümecigillerden, tropikal bölgelerde yetişen, kozalarında kısa lifli pamuk bulunan ağaç (Bombax criodendron)
- peynir dişi
- Bazen ileri yaşta çıkan dişlerden her biri, kuzu dişi
- peynir helvası
- Rendelenmiş yağlı ve tuzsuz beyaz peynire, yumurta karıştırdıktan sonra un, yağ ve şeker eklenmesi ve kısık ateşte pişirilmesiyle yapılan bir tatlı türü
- peynir tatlısı
- Tuzsuz taze peynir ve irmikle yapılan bir çeşit tatlı
- peynir şekeri
- Ağızda kolayca eriyen, donuk beyaz bir tür şeker
- beyaz peynir
- Beyaz renkli bir tür peynir
- eritme peynir
- Sert peynirlerin eritilip bazen baharat katılmasıyla elde edilen bir tür peynir
- imansız peynir
- Yağı alınmış peynir
- otlu peynir
- Güzel kokulu otların, özellikle yaban sarımsağının içine katılmasıyla yapılan bir çeşit beyaz peynir
المصطلحات ذات الصلة
peynir
الواصلة
pey·nirالنطق
Resimler
المفضلات