Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

pertaining to edible grain or farinaceous seeds

listen to the pronunciation of pertaining to edible grain or farinaceous seeds
الإنجليزية - التركية

تعريف pertaining to edible grain or farinaceous seeds في الإنجليزية التركية القاموس.

cereal
tahıl

Tom tahıl bulamacı kutusunu dolaptan çıkardı ve kendisine bir kase dolusu koydu. - Tom got a box of cereal out of the cupboard and poured himself a bowlful.

En sevdiğin tahıl nedir? - What's your favorite cereal?

cereal
{i} mısır gevreği

Tom genellikle kahvaltı için bir kase mısır gevreği yer. - Tom usually eats a bowl of cereal for breakfast.

Mısır gevreğim için biraz süte ihtiyacım var. - I need some milk for my cereal.

cereal
{i} (mısır gevreği gibi) tahıldan yapılmış kahvaltılık yiyecek
cereal
{i} kahvaltılık gevrek

Biraz kahvaltılık gevrek ve portakal suyu alacağım. - I'll have some cereal and orange juice.

Tom kahvaltılık gevrek yiyor. - Tom is eating cereal.

cereal
tahıl veya tahıl bitkilerine ait
cereal
{i} hububat

Çavdar, buğday ve arpa, hububattırlar. - Rye, wheat, and barley are cereals.

Tom genellikle mutfak masasında oturur ve sabah gazetesini okurken hububat yer. - Tom usually sits at the kitchen table and eats cereal while reading the morning paper.

cereal
tahıl türünden
cereal
tahıla ait
cereal
tahıllı

O tam tahıllı hububatı tercih eder. - She prefers whole-grain cereals.

Biz tam tahıllı gevrekleri tercih ediyoruz. - We prefer whole-grain cereals.

cereal
{i} tahıl bitkisi
cereal
{i} tahıl, hububat, zahire
cereal
ABD herhangi bir tahıl ile hazırlanmış ve kahvaltıda yenen bir yiyecek
الإنجليزية - الإنجليزية
cereal