O yüksek bir maaş alır.
- She gets a high salary.
Benim maaşım bizim müsrifçe yaşamamıza izin vermez.
- My salary doesn't allow us to live extravagantly.
Tom'un o aylıkla çalışmayı kabul edecek olması çok zayıf bir olasılıktır.
- It's very unlikely that Tom will agree to work for that salary.
Emekli olduğunda büyük bir aylık kazanmıyordu.
- He wasn't earning a large salary when he retired.
Çek Cumhuriyetinde asgari ücret nedir?
- What's the minimum salary in the Czech Republic?
İşçiler ücret artışı istediler.
- The workers pushed for a raise in salary.