algılama olmadan yaratmak imkansızdır.
- It is not possible to conceive without perceiving.
Görmek, hissetmek, düşünmek, sevmek, nefret etmek; bütün bunlar algılamaktan başka bir şey değildir.
- To hate, to love, to think, to feel, to see; all this is nothing but to perceive.
Sizin başarınız daha çok sizin yöneticinizin ve bürodaki diğer insanların sizi nasıl algıladığına bağlıdır.
- Your success depends a lot on how your manager and other people in the office perceive you.
Önemli olan, kamuoyunun sizi nasıl algıladığıdır.
- What matters is the way the public perceives you.
Görmek, hissetmek, düşünmek, sevmek, nefret etmek; bütün bunlar algılamaktan başka bir şey değildir.
- To hate, to love, to think, to feel, to see; all this is nothing but to perceive.
Görmek, hissetmek, düşünmek, sevmek, nefret etmek; bütün bunlar algılamaktan başka bir şey değildir.
- To hate, to love, to think, to feel, to see; all this is nothing but to perceive.
Rakunlar duygusal hale geldi.
- Raccoons have become sentient.
Başka birinin duygusal bir varlık olduğunu nereden bilirim?
- How do I know that anyone else is a sentient being?
Her duyarlı yaratık şefkati hak ediyor.
- Every sentient creature deserves compassion.
İnsanlar duyarlı yaratıklardır.
- Humans are sentient beings.