Görmek, hissetmek, düşünmek, sevmek, nefret etmek; bütün bunlar algılamaktan başka bir şey değildir.
- To hate, to love, to think, to feel, to see; all this is nothing but to perceive.
İnsan gözünün algılayamadığı ışık dalgaboyları vardır.
- There are wavelengths of light that the human eye cannot perceive.
Sizin başarınız daha çok sizin yöneticinizin ve bürodaki diğer insanların sizi nasıl algıladığına bağlıdır.
- Your success depends a lot on how your manager and other people in the office perceive you.
Görmek, hissetmek, düşünmek, sevmek, nefret etmek; bütün bunlar algılamaktan başka bir şey değildir.
- To hate, to love, to think, to feel, to see; all this is nothing but to perceive.
Görmek, hissetmek, düşünmek, sevmek, nefret etmek; bütün bunlar algılamaktan başka bir şey değildir.
- To hate, to love, to think, to feel, to see; all this is nothing but to perceive.
The individual's conceptions and selfperceivedrelationship to mathematicsare of primary importance in the formation of their learning andteaching behavior.
The perceived wisdom is that people do not go in large numbers to black-and-white movies anymore.
In product design, where one deals with real, physical objects, there can be both real and perceived affordances, and the two need not be the same.